Maserati GranTurismo S


Maserati GranTurismo modelinin lansmanın üzerinden bir yıl geçmesinin ardından, Firma Cenevre’de GranTurismo’nun S modelini tanıtacak.

Yeni araçtaki iki temel farklılık; 440 beygir gücündeki 4.7 litrelik V8 ve elektronik MC-Shift spor şanzıman.

Quattroporte Sport GT S modelinde kullanılan 6 pistonlu Brembo frenler GranTurismo S modelinde de kullanılacak.

Pininfarina tarafından tasarlanan aracın dış hatlarında ufak estetik değişiklikler yapılmış.

2009 Maserati Quattroporte


Satışa sunulduğu 2003 yılından buyana yaklaşık 15000 adet satan Quattroporte makyajlandı.
Yeni Quattroporte ve Quattroporte S, aynı sıra ile, 4.2 litre 400 hp V8 ve 4.7 litre 430 hp V8 motora sahip. İki araçta da ZF tarafından geliştirilmiş 6 vitesli otomatik şanzıman kullanılıyor.
Görsel olarak 2009 model araçlar, önceki modellerden önde yeni panjur, aydınlatmalarda LED kullanımı, yeni tamponlar, yeni aynalar, yeni iç konsol, yeni iç döşeme renk seçenekleri ile ayrılıyor.

Novitech Ferrari F430 Scuderia


F430 Scuderia için böyle bir modifikasyon ne kadar anlamlı bilemiyoruz ancak firma, aracın standart 510 hp’lik gücünü 717 hp’ye yükseltmiş.

İlave güç motora eklenen iki kompresör, sıcaklık izolasyonu yapılan emme manifoldu, daha spor hava filtreleri ve büyütülmüş enjektörler ile sağlanmış. 100 km/s’ye 3.5 saniyede ulaşan aracın maksimum hızı 348 km/s.

Otomobilde Internet Donemi Basliyor

Amerika'nın önde gelen otomobil şirketlerinden Chrysler, 2009 model tüm otomobillerine wi-fi (kablosuz internet) sistemi entegre edecek.


'UConnect Web' isimli mobil internet erişimi, Chrysler'in önümüzdeki yıl çıkacak tüm modellerinde çalışacak. Böylece otomobil sürücüleri ya da yolcuları, seyahatleri sırasında dizüstü bilgisayarlarından internet erişiminin imkanlarından faydalanabilecek. Sistem 3G üzerinden çalışıyor ve saniyede 800 kilobit indirme, 200 kilobit yükleme imkanı tanıyor. Kullanıcıların bir bölümü, internetteki çeşitli forum sitelerindeki değerlendirmelerde, 'çocuklarının yolculuklarının daha keyifli geçeceği' gibi sebeplerden dolayı bu hizmeti desteklerken, bazıları da 'sürücünün yola değil internete odaklanacağı ve kaza riskinin artacağı' görüşündeler.

Alfa Romeo MiTo


Alfa Romeo’nun yeni süperminisi Alfa 8C Competizione’den ilham alınarak üretilmiş. Araç ismini firmanın tasarım ve üretim yerlerinin bulunduğu Milan ve Torino şehirlerinin ilk heceleri olan Mi ve To’dan almış.

Firma’nın, hedef kitle olarak 18-30 yaşları arasında kadın ve erkekleri gösterdiği MiTo, 2 benzinli ve 1 turbo dizel motor ile satışa sunulacak. Araçlar sadece 6 vitesli düz şanzıman ile donatılacak.

Giriş seviyesindeki 1.4 litre benzinli motor 6000 devirde 78 bhp, 4250 devirde 125 Nm üretiyor. 100 km/s hıza 12.3 saniyede ulaşabilen aracın maksimum hızı 165 km/s.

Diğer benzinli motor yine 1.4 litre ancak turbo beslemeli. 5500 devirde 155 bhp, 2000 devirde 206 Nm tork üreten araçta bulunan “DDM” tuşuna basıldığında tork 3000 devirde 24 Nm daha yükselerek 230 Nm’ye ulaşıyor. Bu aracın 0-100 km/s hızlanması 8 saniye ve azami hızı 215 km/s.

Dizel seçek ise tam bir tork canavarı. 120 bhp gücündeki 1.6 litrelik JTDM 1750 devirde 320 Nm tork üretiyor. 0-100 km/s hızlanması 9.9 saniye olan aracın azami hızı 198 km/s.
Sadece 3 kapılı olacak modelin global lansmanı, Kuzey Amerika hariç, Temmuz 2008’de gerçekleşecek.

Hamann’dan Fiat 500 ve Porsche 911 Turbo


Hamann tarafından modifiye edilen ufak retro otomobil Fiat 500, 30 milimetre alçaltılmış, 215/35 ZR17 ebadında lastiklerle donatılmış ve 1.4 litrelik benzinli motorun egzoz sistemi manifolttan son susturucuya kadar yenilenmiş. Artan güçle başa çıkabilmesi için aracın fren sistemi de önde 280 milimetre çapında 4 pistonlu fren diskleri, arkada 240 milimetre çapında diskler ile değiştirilmiş.

Firma benzinli modelin teknik verilerini açıklamadı ancak 1.3 litrelik dizel versiyonun yeniden programlanan motor elektroniği sayesinde, gücünün, 75 hp’den 90 hp’ye, torkununda 145 Nm’den 230 Nm’çıktığını açıkladı.

Porsche’nin teknik verileri ise aracın sanki başka bir gezegene ait olduğunu ifade ediyor. Zaten otomobil basınında, gücü ve yol tutuşu ile mükemmel bir paket olarak yorumlanan 911 Turbo’da, modifikasyonlar iyi sonuç veriyor, ancak “modifiyeli paket” her yönü ile memnun edici olamayabiliyor. Hamann, standart 911 Turbo’daki 480 beygir gücündeki çift turbo beslemeli 3.6 litrelik motorun gücünü 630 beygire yükseltmiş. Aracın 0-100 km/s hızlanması 3.3 saniyeye düşerken azami hızı 359 km/s’ye yükselmiş. Hamann 911 Turbo Stallion’da en çok göze çarpan özellik, yaklaşık 8 santim alçalan tavan yüksekliği.

Gelecekte Otomobiller Nasil Olacak?

Gelecekte yayalar elektrik üretecek otolar market arabasına benzeyecek. Populer Science dergisinin haberine göre gelecek iç içe geçmiş yaşam alanlarından oluşacak.


Deniz suyunun içilebildiği, yayaların yolda yürürken bile elektrik ürettiği ve tarım için her katı bir tarla haline getirilen gökdelenlerin yükseldiği geleceğin şehrinde, insan ister istemez "Otomobiller de uçacak değil mi?" sorusunu büyük bir heyecanla kendisine soruyor. Ancak geleceğin yeşil şehrinin otomobilleri uçmak bir yana, marketlerdeki alışveriş arabalarına benziyor.

Ayrıca geleceğin şehrinde insanoğlu ve doğa, her hareketleriyle enerji üretilmesine katkıda bulunuyor. Otomobillerin yüksek suratlarda seyretmesi sayesinde ortaya çıkan rüzgar, otobanların kenarlarına yerleştirilen rüzgar türbinleriyle tekrar elektrik enerjisine çevriliyor. Yaya yollarının altına yerleştirilecek olan bir mekanizma sayesinde ise insanlar yürüdükçe elektrik enerjisi üretiliyor. Kalabalık bir yaya yolunda üretilen elektrik, büyük bir binanın tüm enerji ihtiyacını karşılayabiliyor.

Dünya nüfusu arttıkça insanlar daha iyi yaşam koşulları, kaliteli eğitim ve yüksek kazanç için büyük şehirlere doğru göç ediyor. Kırsal alandan daha hareketli bir yaşam biçiminin benimsendiği büyük şehirlere doğru yaşanan göç hareketi, şehrin ekolojik dengesinin de bozulmasına neden oluyor.

Populer Science dergisinin haberine göre geçtiğimiz yılın sonunda, tarihte ilk defa, dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşamaya başladı. Şehre doğru yaşanan bu göç dalgası, önümüzdeki yıllarda da devam edecek gibi görünüyor. Çünkü günümüzde 3.3 milyar insan büyük şehirlerde daha iyi eğitim ve kazanç için yaşam mücadelesi verirken; yapılan tahminlere göre 2030 yılında bu rakam 5 milyar kişiye ulaşacak. Hızlı nüfus artışı ile birlikte şehir merkezlerinde yaşanacak olan bu kaçınılmaz göç dalgası, özellikle Asya ve Afrika kıtasındaki ülkelerde belirgin bir şekilde gözleniyor. Örnek verecek olursak, dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’in Dongguan kenti, 20 sene önce orta büyüklükte kabul edilen bir kasabayken bugün 7 milyon nüfusa dayanan büyük kentlerden biri halini aldı.

Nüfus gelişiminde yaşanan bu büyüme doğal olarak pek çok ekolojik sorunu da beraberinde getiriyor. Fakat mantık çerçevesinde bakıldığında birçok olumlu özelliğe ev sahipliği yapan büyük kentlerin çevre düzeni ve sağlık bakımından da insan hayatına katkıda bulunması gerekir. Bu düşünceden yola çıkan çevre mühendisleri, bilim insanları ve tasarımcılar 20 yıl sonra yaşayacağımız şehirlerin nasıl olacağını şimdiden insanoğlu ile paylaşıyor. Emisyon değerinin sıfıra yaklaştığı; katı ve sıvı yakıtların yerini güneş, rüzgar ve hatta su enerjisinin aldığı; toplu taşımacılığın büyük önem kazandığı; insanların yürürken bile enerji ürettiği "geleceğin yeşil kentleri"nde hayat çok daha farklı olacak. Peki, 20 yıl içinde insan ömrüne ömür katacak şekilde yenilenecek bu şehirler nasıl bir görünüme sahip olacak? Asıl önemli soru otomobillerin durumu ne olacak?

OTOMOBİLLER İÇ İÇE GEÇECEK
Deniz suyunun içilebildiği, kanalizasyon tıkanıklıklarının robotlar tarafından açıldığı, tarım için her katı bir tarla haline getirilen gökdelenlerin yükseldiği bu şehirlerde, insan ister istemez "Otomobiller de uçacak değil mi?" sorusunu büyük bir heyecanla kendisine soruyor. Ancak geleceğin yeşil şehrinin otomobilleri uçmak bir yana, süper marketlerdeki alışveriş arabalarından esinlenilerek tasarlanmış. Bu tasarım unsuru biraz hayal kırıklığına yol açsa da, ulaşım amacının hayatı kolaylaştırmak oluğu düşünüldüğünde, uçan otomobil fikri önemini yitirebiliyor. Otoparklarda yaşanan sıkışıklığı ortan kaldırmak için iç içe geçebilen otomobil dizaynına başvuran tasarımcılar, bu araca pek çok özellik sığdırmayı başarmışlar. Tek tip gibi duran bu otomobiller, sadece ulaşım ihtiyacını karşılamakla kalmıyor... Tavanlarına yerleştirilen güneş panelleri sayesinde hiç bir katı ya da sıvı yakıta ihtiyaç duymadan yol alabilen bu araçlar, park edildiklerinde de elektrik enerjisi üretmeye devam ediyor ve bunu da şehir hattına aktarıyor. Günümüzde otomobillerin, günün yüzde 95’inde kullanılmadığını gösteren araştırmalar sonucu, geleceğin yeşil şehrindeki otomobillerin herkes tarafından kullanılabilecek şekilde tasarlanmış. Yani şehrin belli merkezlerindeki alanlarda bekleyecek olan bu araca binip, gideceğiniz istikameti navigasyon sistemi üzerinde belirledikten sonra yola çıkıyorsunuz. Ulaşmak istediğiniz yere en yakın mesafede yer alan park alanına geldiğinizde ise aracı bir başka kişi tarafından kullanılmak üzere park ediyorsunuz.

TOPLU TAŞIMADA ’YUMURTA’ ETKİSİ
Büyük şehirlerdeki hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri olan otobüs ve minibüsler, geleceğin yeşil şehrinde daha çevreci bir yapıya kavuşuyor. Yumurta kutularından esinlenerek tasarlanan sürücüsüz minibüsler, biodizel yakıt ve elektrik enerjisinin kullanıldığı hibrid motora sahip. Asfalt altına yerleştirilen manyetik bir alanı takip eden bu otobüsler, herhangi bir olumsuzluğa karşı da kontrol merkezi tarafından kontrol ediliyor. Bir diğer toplu taşıma aracı olarak kullanılan raylı sistem ise saatte 14 bin 400 yolcu taşıyabilme kapasitesine sahip. Üstten raylı olması sayesinde hayalleri süsleyen uçan otomobil fikrine biraz daha yakın bir görüntü çizen bu araç, iki kişi taşıyor ve saatte 240 kilometre maksimum hıza ulaşabiliyor. Manyetik plakalar sayesinde raya temas etmeden yol alabilen bu sistemin 1.6 kilometresinin maliyeti 10 milyon dolar. Yani hafif raylı sistemden 10 kat daha ucuz.

YAYALAR ELEKTRİK ÜRETECEK
Geleceğin şehrinde insanoğlu ve doğa, her hareketi ile enerji üretilmesine katkıda bulunuyor. Otomobillerin yüksek suratlarda seyretmesi sayesinde ortaya çıkan rüzgar, otobanların kenarlarına yerleştirilen rüzgar türbinleriyle tekrar elektrik enerjisine çevriliyor. Yel değirmenleri ve güneş panelleri bir yana, teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanacak olan bu şehirlerde, denizin dalgasından de enerji üretilecek. Bilim insanlarına göre dünyanın toplam elektrik ihtiyacının yüzde 12’sini karşılayacak kadar güce sahip olan medcezir, deniz dibine yerleştirilecek olan gelgit tribünleri sayesinde enerjiye çevrilecek. Metropollerin en büyük sorunlarından biri olan kalabalık dahi, enerji üretmek için bir avantaj haline gelecek. Yaya yollarının altına yerleştirilecek olan bir mekanizma sayesinde, insanlar yürüdükçe elektrik enerjisi üretilmesine katkıda bulunacak. Dinamo mantığı ile çalışan bu sistem, yaya yolunun altındaki gergin tellerin esneyerek enerji üretme mantığına dayalı çalışıyor. Kalabalık bir yaya yolunda üretilen elektrik, büyük bir binanın tüm elektrik ihtiyacını karşılayabiliyor.

Chevrolet Corvette ZR-1

Chevrolet, Corvette modelinin fiyat ve performans rakamlarını açıkladı. Hatırlayacağınız gibi, 6.2 litre hacmindeki kompresör beslemeli 638 beygirlik süper spor otomobil, firmanın iddiasına göre 0-96 km/s hızlanmasını 3.4 saniyede, 0-160 km/s hızlanmasını 7 saniyede gerçekleştiriyor ve 400 metre mesafeyi (çeyrek mil) 11.3 saniyede 209 km/s ile geçebiliyor. Bu araç Amerika'da 103,300 dolardan satışa sunulacak.

Dolar'ın Euro karşısındaki zayıflığı ve Corvette'in sunduğu performans göz önünde bulundurulduğunda aracın fiyatı, benzer güçteki otomobiller olan ve Euro ile satılan Ferrari 599 GTB, Lamborghini Murcielago veya Porsche 911 GT2 gibi süper spor otomobillerden çok daha düşük kalıyor.

Ülkemizde yaklaşık 100,000 dolara (kabaca 65,000 Euro) satın alabileceğimiz bazı tek kapılı "spor" otomobiller, BMW 320d, Audi A5 1.8 TFSI...

Volkswagen Scirocco Ağustos'ta Yollara Cikiyor


Scirocco geri saymaya devam ediyor. Daha önce 800,000 adet satan en başarılı Volkswagen coupe'de, bayrağı 3üncü nesil Scirocco devralıyor.

DCC adaptif şase kontrol sistemi ve 7 vitesli çift kavramalı DSG şanzıman ile satışa sunulacak modellerin hepsi turbo besleme olacak. 1 dizel ve 3 benzinli motordan oluşan "güç" seçenekleri şöyle: 122 beygir TSI, 140 beygir TDI, 160 beygir TSI ve 200 beygir TSI.

Bütün modeller standart olarak 6 vitesli şanzıman ile donatılırken 140-200 beygir arasındaki modeller DSG ile donatılabilecek. DCC sistemi ile donatılan araçlarda "Normal", "Sport" ve "Comfort" olarak 3 farklı süspansiyon sertlik seçeneği ve direksiyon sertlik seçeneği olacak.

PDK Ile Donatilan Yeni Porsche 911 Ring’de Daha Hizli


Porsche’nin “oyun bahçesi” yani efsane yarış pisti Nürburgring’de bir çok üretici araçlarını deniyor, geliştiriyor en önemlisi de Porsche ile benzer hatta daha iyi tur zamanları yapıyor.
Porsche 2009 model yılından itibaren, şimdilik sadece Carrera ve Carrera S modellerinde sunacağı PDK şanzımanın verimliliğini göstermek için Ring’de bir kıyaslama gerçekleştirdi. Testlerde 3 adet farklı donanımlarda Carrera S kullanıldı. En hızlı zamanı, PASM (Porsche Aktif Süspansiyon Yönetimi) ve 7 vitesli çift kavramalı yeni şanzıman PDK ile donatılan Carrera S, 7 dakika 50 saniye ile gerçekleştirdi. İkinci en hızlı 7 dakika 58 saniye ile standart şanzımanlı 2009 model Carrera S oldu. 2008 model Carrera S ise 4 saniye daha geride kaldı ve turu 8 dakika 2 saniyede tamamladı. Testler, Tiptronic S’in yerini alacak olan PDK’nın performansının daha iyi olduğunu kanıtladı.

Nürburgring’deki bu rekabet, yenilenmiş ve PDK ile donatılmış 911 Turbo ile daha kızışacak...

Mitsubishi Lancer Sportback & Sportback Ralliart


Mitsubishi, Cenevre Otomobil Fuarı'nda sergilediği "Prototype-S" konseptinin üretim versiyonu Lancer Sportback Ralliart ve tüm Sportback modellerini, 2008 Paris Otomobil Fuarı'nda sergileyecek.

Lancer Sportback Ralliart, Subaru WRX ile rekabet edecek. Lancer Ralliart 2 litre 4 silindirli turbo beslemeli motora sahip, 240 beygir gücünde ve 343 Nm tork üretiyor.

Motor dışında, Ralliart'ta kullanılan çift kavramalı SST otomatik şanzıman, 4 tekerden çekiş sistemi ve aktif merkezi diferansiyel (ACD) Evo X modelinden alınmış.

Diğer Sportback Lancer modelleri 1.5 litre 109 beygir, 1.8 litre 143 beygir ve dizel 2 litre 140 beygir gücündeki motorlarla satışa sunuluyor.

200 bin Sterlin'lik Fiat 500


200 bin Sterlin değeri ile dünyanın en pahalı Fiat 500’ü, geçen hafta Londra’da gerçekleştirilen yardım amaçlı müzayededeki yıldız eserlerden biri oldu.

Dünyada AIDS, bakıma muhtaç çocuklar ve eğitim gibi alanlarda sürdürebilir kalkınmayı amaçlayan ARK (Absolute Return for Kids/Çocuklar için koşulsuz dönüş) organizasyonunun 5 Haziran tarihinde Royal Naval College, Greenwich’te yardım amaçlı düzenlediği müzayedede çocuklar için tam 25 milyon Sterlin toplandı. Müzayedenin yıldızı Avrupa’da çıktığı günden beri müthiş bir ilgi toplayan ikonik Fiat 500’dü.

Bakıma muhtaç çocuklar için müzayedeye katılan özel Fiat 500, ünlü İngiliz sanatçı Tracey Emin tarafından tasarlanıp boyanan ve geçen yıl sanat dünyasında büyük yankı uyandıran ve özel olarak tasarlanmış dört süpermini örneğinden biriydi. Ünlü sanatçı tarafından yapılan bu araçların ilki geçen sene Londra’da 42 bin Sterlin’e satılmıştı. Bu özel Fiat 500’lerin ikincisi ise bakıma muhtaç çocuklar için müzayedeye sunuldu.

Yardım Etkinliği Başkanı Charlotte Locks-Moro, “Fiat 500’e gösterilen ilgi bizi son derece mutlu etti,” dedi. Moro, “Yalnızca bir otomobil için toplanan 200 bin Sterlin’lik rakam şaşırtıcı olduğu kadar, yardım etkinliği için topladığımız toplam miktara da çok büyük katkıda bulundu. Bu sonuç bizi çok sevindirdi,” diye konuştu.

Aralarında Başbakan Tony Blair, aktris Uma Thurman, süper model Liz Hurley’in de bulunduğu müzayedeye 1.200’ün üzerinde konuk katıldı.

Honda FCX Clarity'nin Uretimine Basliyor


Honda’nın gelişmiş hidrojen yakıt hücreli aracı FCX Clarity, Japonya’daki dünyanın ilk yakıt hücresi üretim tesisinde üretim bandından çıktı. On dokuz yıllık geliştirmenin ardından yakıt hücreli aracının hayata geçişi, çevreci motor üretiminde yeni bir çağın başladığına işaret ediyor.
Egsoz borusundan sadece su buharı salan FCX Clarity, Honda’nın Tochigi’deki Honda Yeni Model Merkezi’nde üretim bandından çıkan ilk araçla birlikte gerçekleştirilen törenle tanıtıldı. FCX Clarity’e herkesten önce sahip olanlar arasında aktris Jamie Lee Curtis ile film yapımcısı eşi Chistopher Guest ve film prodüktörü Ron Yerxa bulunuyor.

Lansmanı yeni yapılan yakıt hücreli aracın montaj bandı, yakıt hücresi ve hidrojen tankı montajı gibi yakıt hücreli araca mahsus proseslerin yapıldığı Honda Otomobil Yeni Model Merkezi’ne kuruldu. Honda Engineering Co., Ltd. tüm yakıt hücrelerini Tochigi’de kendisi üretiyor. Yakıt pillerinin üretiminde, hem en yüksek hassasiyet kalitesini sağlayan, hem de her bir yakıt hücresinde birkaç yüz hücrenin bir arada bulunabilmesini sağlayacak kütlesel bir üretim gerçekleştiren benzersiz bir dizayna sahip otomatlı bir ekipman işleme sokuldu. Honda, yakıt hücresi ve yakıt hücreli araç teknolojilerinin yanı sıra, yakıt hücreli araç üretimi alanında devamlı ilerleme kaydederek yakıt hücreli araçların daha yaygın kullanımını sağlamak konusundaki hedefini gerçekleştirmeye giderek daha yaklaşıyor.

Yakıt hücreli araç olarak tasarlanan FCX Clarity, son derece küçültülmüş, etkili ve güçlü Honda V Flow yakıt hücresi ile güçlendirildi. Yakıt hücresi üretim merkezinin yenilikçi tasarımı sayesinde ortaya çıkan dinamik ve sofistike görünümü ile FCX Clarity üstün tasarım ve sürüş performansının yanı sıra çevre sorumluluğu da sunuyor. Satış ve kiralama işlemlerinin ABD’de Temmuzda, Japonya’da ise sonbaharda başlaması bekleniyor. Japonya ve ABD için kombine satış planı bir sene içerisinde birkaç düzine, üç sene içerisinde ise yaklaşık 200 adet olması planlanıyor. Ayrıca FCX Clarity, ileri çevre teknolojileri gruplarından biri olarak, 7 Temmuzda başlayacak G8 Hokkaido Toyako Zirvesi’nde sergilenecek.

Bu Araba Sekil Degistiriyor!

Şekilden şekile giren hamur gibi bir otomobil ister misiniz? Her şekile girebilecek bir otomobil hayal edin, işte bu teknoloji çokta uzak değil. BMW tarafından üretilen konsept otomobilin resimleri geleceğin bir portresi adeta.


Bavyeralı otomobil firması 'GİNA' ismini verdiği prototipini eletro-hidrolik sistemiyle kontrol ederek metal nesnelerin nasıl birer pamuk gibi yumuşayacağını ve şekile girebileceğinin kanıtlıyor. Bu teknolojide sürücü aracın şeklini istediği gibi değiştirebilme imkanına sahip oluyor. Şekil değişimleri dış yüzeyle kalmıyor aynı zamanda aracın içinde de mümkün...

BMW bu projeyi yeni Z4 üzerinde bizzat denemeye hazırlanıyor. Z8 platformunda denediği proje, otomobilin V8 motorunu yeni teknoloji sayesinde rahatça gösteriyor.